2 Ekim 2012 Salı


İrfan AKDOĞAN

MUNCURLU HASTANESİ ONKOLOJİ HASTANESİ OLMALI

 

    Geçtiğimiz günlerde  Düzceninsesi gazetemizde gündeme getirilen Düzceye onkoloji hastanesi haberi ne yazık ki Düzceliler tarafından  gerekli desteği bulamadı.

    Toplumumuzda devekuşu misali başımızı kuma sokma alışkanlığı var.

- Bana bir şey olmaz.

 -Benim başıma gelmez.

- Acı patlıcanı kırağı çalmaz.

-Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.

-Kimbilir ne yaptıda başına geldi.

-Başkaları yapsın.

    Anlayışı ne yazık ki çok fazla. Mezbahanede  şahit olanlar bilir. Hayvanın biri kesilirken sırası gelen hayvan gözyaşı döker. O nedenledirki kesim sırası gelen hayvanın gözleri kapatılır ki sıranın kendisinde olduğunu anlamasın.

   Bizler ne yazık ki gözümüzün önünde anamız,babamız,akrabamız,arkadaşımız,komşumuz ölür. Cenazesini mezara götürürken ve gömerken sohbet ederiz. Dedikodu yaparız. Alı veriş konuşuruz. Kahkahalarla güleriz

   Arkadaşımız, akrabamız, kardeşimiz, komşumuz kanser olur. Sanki bu hastalık bize uğramazmış , bu hastalığa karşı şerbetli imiş gibi hiç umursamayız.

- Bak sigara içtide kanser oldu.

- Başkalarının hakkını yedi Allah belasını verdi.

-Kimbilir ne haltlar işledi diyerek kendimizi sütten çıkmış ak kaşık olarak görürüz.

    Şimdi size  kanser hastalığının  sigara ile ,kul hakkıyla, kötülükle, dinle ,imanla alakalı olmadığını canlı  yaşanmış bir örnekle açıklayacağım.

    Kayınçım rahmetli Mustafa GÜNER i size örnek olarak vereceğim. İç mimar olarak görev yapan kardeşim. Hayatında sigara içmediği gibi, asla sigara içilen toplumda oturmazdı. Kendisi 5 vakit namazını kıldığı gibi gece teheccüt namazına kalkardı. Yaşı 28 di . Hiç kimsenin kalbini kırdığı görülmemiş, ağzına bir damla içki koymamış, kumar oynamamış, asla değil zina yapmak hiçbir kadınla tokalaşmamıştır.Abarttığımı sananlar akrabaları sağ sorabilirler.

   Birgün grip oluyur ve hastaneye gidiyor. Hastanede kan kanseri olduğu anlaşılıyor. Ve tedavi başlıyor.

   Kemotorapi,radyosyon v.b tedaviler başlıyor. Ankaradan ev tutmak zorunda kalıyoruz. Ablası yani eşim tam bir yıl hastanede yanında kalıyor. Eşimiz psikolojisi bozuluyor. Daha sonra kayınpederim,baldızlarım,bacanaklarım sırayla yanında kalıyor. Her çareye her yere başvuruluyor ama nafile tam 5 yıl tadavisi devam ediyor. Ve sonunda Allahın rahmetine kavuşuyor. Allah rahmet etsin.

    Yıllarca Anakaraya git gel, ev tut. Oraya koştur buraya koştur. Masraf, zahmet, çile sülalede neyimiz varsa gitti. Yaşanan aile faciaları psikolojik travmalar cabası.

   - Sayın Düzceliler inanın yaşadıklarımızın belki onda birini bile anlatmadım.

  - Biliyorumki bizim yaşadıklarımızı onlarca kişi belki daha kötü şartlarda yaşıyor.

Sayın Düzceliler ne olur sizinde başınıza gelmeden Düzceye Kanser hastanesi yapılması için gereken her şeyi yapalım. Her kapıyı zorlayalım. Sivil toplum örgütleri, gazeteler,televizyonlar, dergiler ve tüm basın bu konuyu gündemde tutsun. Bakanımızın, milletvekillerimizin yakasına yapışalım. Ne yapıp edip hastaneye Düzceye getirelim.

    Bu konuyu ilk defa gündeme getiren Düzceninsesi gazetesine  şu anda kanserli ve kanser adayları namına teşekkür ediyorum

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder